“İnsan yaşadığı
yere benzer
O yerin suyuna,
o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen
balığa
Toprağını iten
çiçeğe"
Çok sevdiğim şairlerden, Cemal Süreya’nın fazla
şiirden öldü dediği Edip Cansever’in “Mendilimde Kan Sesleri” şiirinden bir
alıntı ile başlamak istedim. Bu yazımdaki şiir önerim olarak kabul ederseniz
pek mutlu olurum. Ama bugün şiirden, şairden bahsetmeyeceğim. Hatta insan
gerçekten yaşadığı yere benzer mi benzemez mi tartışmasına girip sosyolojik
terimler de kullanmayacağım. Belki başka bir zaman bununla ilgili de bir şeyler
karalayabilirim tabii. Bu sefer size yaşadığım yeri anlatacağım. Altıntaş’ı.
Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Altıntaş Köyü. Gemlik
Körfezi’nde Mudanya ile Gemlik’in tam ortalarında bir yerde köyüm. Tabii artık
köyde değil, mahalle olduk. Aslını söylemek gerekirse buraya köy dedikleri
zamanlarda da pek köy havası yoktu. Yani en azından benim yaşımdakiler için
bunu söylemek pek yanıltıcı olmaz. Esas yerleşim yeri fotoğrafta da gördüğünüz
üst kısımdaki yerken 80’li yıllardan itibaren sahildeki tarlalarına da ev
yapanlar yavaş yavaş sahili de doldurmaya başlamışlar. Biz de sahile inen
taraftayız. 40-50 metre mesafeden seyreyliyoruz Marmara’yı.
2017 itibariyle köy nüfusu 419’dur fakat yaz
mevsiminde nüfusun 1500’lere çıktığı görülmektedir. Köyde düğün salonu, sağlık
ocağı ve muhtarlığın da bulunduğu hizmet binasının yanı sıra halı saha da
bulunmaktadır.
Ne ile geçiniyorsunuz kardeşim siz derseniz köyün
esas geçim kaynağını zeytin ve siyah incir karşılamakta. Zeytin hasadının büyük
kısmı Marmarabirlik’e verilir. Özellikle sofralık zeytin ihtiyacınız varsa
Altıntaş’a zeytin mevsiminde uğramanızı tavsiye ederim. Tattığınızda daha
öncekilere benzemediğini göreceksiniz.
İncir ise yurt dışına gönderilmek üzere tam olgunlaşmadan toplanır. Ayrıca olgunlaşmış incir pazarlarda satılmak üzere kamyonlarla İstanbul’a da gönderilmektedir. Beyaz incire de bir parantez açmak isterim. Gemlik-Mudanya arasındaki eski İstanbul yolundan aracınızla geçerken yol kenarlarında incir satanları göreceksiniz. Arabanızı kenara çekip sabah dalından koparılmış beyaz inciri lezzetle yiyebilirsiniz.
Bunların yanı sıra balıkçılık da alternatif bir geçim
kaynağıdır. Bunun yanı sıra yazın tatil amacıyla da yazlıklarına gelenlerin de
sıklıkla tercih ettiği olta balıkçılığı da hem vakit geçirmek hem de akşam
sofranızı taze balıkla süslemek için güzel bir aktivite olabiliyor.
Özellikle hafta sonlarında insanlar aileleriyle güzel
bir gün geçirmek için geliyorlar. Mangal yakabilir, denizin keyfini
çıkarabilirsiniz. Bu arada denizi de diğer yerlere göre oldukça temizdir. Fazla
ve beklenmedik derinlikler olmadığından güvenli şekilde denizde
serinleyebilirsiniz. Tabii dikkatli olmak da her zaman yarar vardır.
Yeşil ve mavinin güzel uyumunu görmek isterseniz rotanızı Altıntaş'a ayarlayın.
Gelirseniz bekleriz efenim. :)
(Fotoğrafların hepsi bana aittir. İsteyen istediği fotoğrafı, istediği yerde kullanabilir. Özgürsünüz)