23 Haziran 2018 Cumartesi

Beklentiler



"Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir." der Bernard Shaw. Bu söz bana anı yaşa felsefesinin tam karşısına dikilmiş bir sokak dövüşçüsü gibi geliyor. Aslında iki kelam etme amacım beklentilerimizle alakalıydı.
Evet, beklentiler. Orhan Veli’yi nasıl bu havalar mahvettiyse bizi de beklentiler mahvediyor. Hep daha fazlasını istiyoruz, bekliyoruz.
Bir de bizim beklentilerimizden ziyade başkalarının bizim için beklentileri var. Ya ona ne demeli? İnsanların sizi değiştirme çabası. Peki niye?
Gerçekleşmiş beklentiler başarı iken, gerçekleşmeyen beklentilerin hayal kırıklığı olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Hayal kırıklığı yaşamamızın önemli sebeplerinden biri de merdivenleri birer birer çıkmayıp üçer beşer atlamaya çalışma hevesi ve kıyaslamak/kıyaslanmak. Hangi meyve çiçek açmadan meyve vermiş ki? Dalından bir evyeyi yemek için bile bakımını yaparız, zamanında ilacını veririz, çiçek açmasını bekleriz, meyve ortaya çıktıktan sonra olgunlaşmasını bekleriz. Bir meyveyi tatmak için bile bu kadar beklerken, hayatımızda her şeyin bir anda olmasını bekliyoruz. Olur mu?
Kıskançlık, rahimdeki kıyaslamanın dünyaya gelmesidir. Birisini kıskanıp da mutlu olan biri var mıdır? Hangi balık, uçuyor diye kuşları kıskanmıştır? Bu sefer de komşunuzun tavuğu size kaz gözükmeyiversin. Olmaz mı?
Biz hem çok iyi bir yüzücü olmak hem de o denizleri kuşbakışı izlemek istiyoruz. Hayattan beklentilerimiz tabii ki olacak. Ama bu bir anda olmayacak, adım adım olacak. Büyük beklentiler içerisine girmek elimizdekilerin değerini de görmemizi engelliyor.  En başından beri diyorum ya biz çok şey bekliyoruz.
Vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder